18 Ekim 2014 Cumartesi

Erteleme Sanatı – Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi

Sel Yayınları’nın Yaşam Kitapları dizisinden John Perry imzalı bir kitap,
Erteleme Sanatı – Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi.

Elvan Kıvılcım’ın kitabın neşeli üslubunu pek güzel yansıtan çevirisiyle bir solukta yuttum kitabı. Mark Twain’in “Bugünün işini yarına bırakma, mümkünse ertesi güne bırak” sözüyle başlayan bir kitabı okumanın zevki de başka oluyor canım!..

Stanford Üniversitesi öğretim üyesi, Amerikalı felsefeci John Perry, kitabının başında adıyla içerik hakkında çok net bir bilgi veriyor okuruna.
Birinci bölümde paylaştığı 1995 tarihli makalesi ‘Sistematik Erteleme’ ile çerçeveyi iyice netleştiriyor. Yapması gereken sayısız işi yapmamak, ertelemek için kaleme aldığı bu makale, işin özünü anlatıyor;
Tüm erteleyiciler, yapmaları gereken işleri savsaklarlar. Sistematik erteleme bu olumsuz kişisel özelliği kendi lehinize çevirme sanatıdır. 
Buradaki ana fikir, ertelemenin kesinlikle hiçbir şey yapmamak anlamına gelmediğidir. 
Erteleyen insanların hiçbir şey yapmaması nadiren görülen bir şeydir. Bahçecilik, kurşunkalem açmak ya da ilk fırsat bulduklarında dosyalarını nasıl yeniden düzenleyeceklerini gösteren şemalar hazırlamak gibi daha az yararlı işler yaparlar. Erteleyen insan bunları neden yapar? 
Daha önemli şeyleri yapmaktan kaçınmanın bir yolu olduğu için yapar.

Daha ilk bölümden beni kendimle yüzleştiren kitap, ‘Erteleme ve Mükemmeliyetçilik’ bölümünün hemen ardından gelen ‘Yapılacaklar Listesi’ bölümüyle mideme sert bir yumruk indirdi. Tam da beni anlatıyordu bu bölüm.

Benimle birlikte, işlerini ertelemenin bir yolu olarak hafta başında defterine yazdığı ‘Yapılacak İşler Listesi’ne sığınan nice okuru.
Bu listeler tam baş belasıdır zaten. Hani devlet yönetiminde tamamlanması istenmeyen işler komisyonlara devredilir ya, işte bu listelerde kişilerin komisyonları gibidir. Listele ve ertele.

Bilgisayarların ‘rolünü anlattığı bölümde de, benim gibi bir G-mail kullanıcısı olan yazar, bu sistemin hangi özelliklerinin erteleme sanatına katkı sağlayabileceğini anlatıyor. Eğer kitabı önceden okumuş olsaydım, editörümü aylardır standart yalanlarla oyalamazdım. Neyse ki, artık yeni bahanelerim var. Günümüz insanının, üretim çarkıyla ve bunun getirdiği depresyonlarla yüzleşmesi için bulunmaz bir mizah kaynağı “Erteleme Sanatı”. Ve her gerçek mizah eserinde olduğu gibi düşündürüyor, sorgulatıyor, hatta can acıtıyor. Bize de böylesi lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder